Bağırsak florası nasıl düzeltilir soruna verilecek yanıt için hastanın florasındaki hasarın boyutunun, beraberinde gelişen ‘’Geçirgen Bağırsak Sendromu’’ (GBS) olup olmadığının, ek otoimmün hastalıklardan hangilerinin oluştuğunun, hastalık süresinin, yaşam kalitesinin, geçmişte uygulanan tedavilerin, hangi gıdalara karşı alerjisi olduğunun bilinmesi gerekir.
Sindirim sistemimiz boyunca ağızdan anüse kadar olan alanda her birinin çok özel işlevleri olan (sindirim, metabolizma, savunma vs.), bizim onlara ev sahipliği ettiğimiz, olmamaları veya biyoçeşitliğinin azalması durumunda çok ciddi sağlık problemleri yaşadığımız onlarca ve hatta iyi koşullarda yüzlerce çeşitliliğe sahip ‘’FAYDALI MİKROPLARLA’’ bir ahenk ve denge içinde yaşarız. Bunların tamamına ‘’SİNDİRİM SİSTEMİ FLORASI’’ denir. Floramızın çeşitliliği ne kadar fazla ise o denli sağlıklı olurken, azalması veya oransal dengesinin bozulması durumunda (SİBO, GBS, Disbiyozis vs) ciddi sağlık sorunları yaşarız. Floranın hiç olmaması durumunda yaşamak mümkün değildir.
Floramızın oluşması doğumla birlikte başlar ve gittikçe zenginleşir. Fakat bazılarının florası çok fazla zenginleşirken, bazıları bu kadar şanslı olmayabilir. Çünkü flora biyoçeşitliliğinin oluşmasında rol oynayan faktörler konusunda her birimizin kendine özel koşulları vardır. Bunlardan başlıcaları; Genetik alt yapımız, hamilelik esnasında maruz kalınan koşullar, annenin hastalıkları ve beslenmesi, doğum şekli (normal doğum- sezeryan), yakın temasta bulunduğunuz insanların ve çevrenin flora kalitesi, beslenme, çevresel faktörler, geçirdiğiniz hastalıklar, anne sütü alma süremiz, uzun süre hastanede yatma durumumuz, antibiyotik kullanımımız, kanser tedavisi vb birçok faktör sayılabilir.
Zaman zaman hepimizin florasında enfeksiyon hastalıkları, antibiyotik kullanımı, ağızdan beslenmenin geçici olarak durması (yoğun bakım, ameliyat vs.), kanser tedavileri vb. hallerde floramızda hasarlar oluşabilir. Fakat bu oluşan hasarlar çoğunlukla kendiliğinden düzelir. Geride kalan flora tekrar çoğalarak eski fonksiyonlarını sürdürmeye devam eder. Floramızda oluşan hasar sonrası biyoçeşitliliğimizin ne kadar azaldığı ile şikayetlerimizin ortaya çıkması doğru orantılıdır. Biyoçeşitliliğin azalması geçmişte sindirim sistemimizde olan FLORA üyelerimizin bir kısmının tamamen ve kalıcı olarak yok olması demektir. Bu yok olan FLORA elemanın fonksiyonları artık gerçekleşmeyecek, geride kalan diğer flora elemanları tarafından mümkün olduğunca telafi edilmeye çalışılacaktır. Sonuç olarak sindirim sistemi fonksiyonlarında ve beraberinde yaşam kalitesinde bozulmalar ortaya çıkacaktır. Biyoçeşitliliğin azalmasıyla oluşan bulgular ve bunu farketmemiz bizim tolerans eşiğimize bağlıdır. Fakat bir an gelir ki biyoçeşitlilik azalması hiçbir insan için tolere edilebilir ve de sürdürülebilir olamaz.
Bu bilgiler ışığında bağırsak florasını nasıl düzeltiriz sorusunun yanıtı:
- Öncelikle floramızı iyi korumalıyız. Bunun için:
- Kontrolsüz ilaç (özellikle antibiyotik) kullanmamalıyız
- Doğumdan sonra en az bir yıl anne sütü vermeliyiz
- Dengeli ve düzenli beslenmeliyiz
- İşlenmiş gıdalardan kaçınmalıyız
- Tavsiyeler üzerine ilaç veya katkı maddesi kullanmamalıyız
- Zorunlu haller dışında sezeryan doğumdan kaçınmalıyız
- Çevresel kirleticilerden korunmalıyız (kimyasal, biyolojik ve fiziksel)
- Tarımsal ilaçlarla temastan kaçınmalıyız.
- Uzun süren açlıklardan (24 saati geçen) kaçınmalıyız
- Floramızı zenginleştirecek eylemlerde bulunmalıyız. Bunlar:
- PREBİYOTİK’lerle floramızı güçlendirmeliyiz (lifli gıdalar, sarımsak, kereviz vb.)
- Doğal probiyotikler ile beslenerek (yoğurt, turşu, sirke, kefir vb.) floramızı rahatlatmalı ve zenginleşmesi için ortam hazırlamalıyız.
- Bebek ve çocukların sağlıklı akranları ile uzun süre bir arada olmasını sağlamalıyız. Çünkü sağlıklı florayla yakın temas ile floramızı zenginleştiririz.
- Doğal mineral, vitamin ve proteinlerle beslenmeliyiz.
Fakat yapılacak tüm zenginleştirme çabalarına rağmen kritik eşik aşılıp FLORA BİYOÇEŞİTLİLİĞİ azalmış, oransal denge bozulmuş, Geçirgen Bağırsak Sendromu oluşmuş, gıda alerjileri başlamış (Gluten, Laktoz, baharat, kuruyemiş vb.), ek otoimmün hastalıklar oluşmuş (otoimmün eklem rahatsızlıkları, Sedef Hastalığı, Vitiligo, Haşimato vb.), kronik yorgunluk, fibromyalji, depresyon, duygu bozukluğu vb.gibi bulgulardan bir veya birkaçı oluşmuş ise bundan sonraki aşamada yapılacak tek şey FLORA NAKLİDİR.
Flora Nakli için sağlıklı, kaliteli, biyoçeşitlililiği yüksek DONÖR veya DONÖRLERDEN yapılacak flora nakli ile hem sağlıklı floraya tekrar sahip olunur, hem de beraberinde gelişen hastalıklar tedavi edilir. Flora naklinde en önemli unsur geride kalan bağırsak rezervinin geri dönüşsüz aşamaya gelmeden FLORA NAKLİ’nin yapılmasıdır.
Floradaki oluşan hasar kendiliğinden veya flora nakli yapılarak restore edilmez ise beraberinde SİBO ve Disbiyozis kaçınılmaz olarak oluşacaktır. Sağlıklı ve biyoçeşitliliği yüksek bir floraya sahip olan kişilerde SİBO veya Disbiyozis oluşmaz. Sağlıklı FLORA, flora dengesinin bozulması ve patojenler lehine değişmesi önündeki en önemli bariyerdir.
Doç. Dr. Murat KANLIÖZ
Flora Nakli Enstitüsü