Multiple Skleroz ile Geçirgen Bağırsak Sendromu İlişkisi
Multiple Skleroz (MS), beyin ve omurilikte sinir hücrelerinin etrafını saran ‘’Miyelin’’ kılıfında dejenerasyon sonrasında ortaya çıkan bir hastalıktır. MS, otoimmün bir hastalıktır. MS hastalığı relaps (atak) ve remisyonlarla (ataksız dönem) seyreden, çoğu zaman progresif (ilerleyici) niteliktedir. MS hastalığını otoimmün olduğu bilinmekle birlikte kesin sebebi ortaya konulamamıştır. Otoimmünite nedeniyle vücudumuzun savunma sistemi bileşenlerinden ‘’T Lenfositlerin’’ sinir sistemimizdeki MİYELİN kılıflara saldırarak demiyelinizasyona sebep olması MULTİPLE SKLEROZ hastalığını ortaya çıkarır. Genetik faktörlerin rolü kesin olmamakla birlikte aile içi birikimler de gözlenmektedir. Hastalığa kadınlarda erkeklerden daha sık rastlanır. Çoğunlukla 20-40 yaş arasında başlar, sindirim sistemi problemleri ve diğer otoimmün hastalıklar eşlik edebilir. Beyaz ırkta daha sık görülür. Sıcak coğrafyalarda Kuzey Avrupa’ya oranla daha az gözlenir.
Denge bozukluğu, çift görme, vücudun bir yarısında uyuşma ve güç kaybı en sık rastlanan bulgulardır.
Tanısı muayene ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile konulur.
Multiple Sklerozun tanımlanmış kesin tedavisi yoktur. Yapılan tüm tedaviler atak (relaps) sayısını ve şiddetini azalmaya yöneliktir. Kullanılan ilaçlarla ‘’OTOİMMÜNİTE’’ baskılanmaya çalışılır. Fakat kullanılan ilaçlar otoimmüniteyi baskılamakla birlikte, sindirim sistemi florasında oluşturabileceği hasar potansiyeli ve buna bağlı otoimmüniteyi tetikleyecek giriş kapısı oluşturma riskine de sahiptir.
Otoimmünite NEDİR?
Vücudumuzun savunma sisteminin KOORDİNASYONUNU kaybetmesi ile birlikte kendi doku ve organlarımızdaki hücreleri ‘’ZARARLI’’ ‘’YABANCI’’ ve sonuçta tehdit olarak algılaması ve bu hücreleri yok etmek üzere kronik olarak saldırarak doku hasarına sebep olması OTOİMMÜNİTE olarak adlandırılır.
Savunma Sistemimiz Koordinasyonunu Niçin Kaybeder?
Beyaz kan hücreleri olarak bildiğimiz gruptaki savunma sistemi bileşenlerinden biri de ‘’T Lenfositlerdir’’. T lenfositler kan dolaşımımıza dışarıdan giren zararlı maddeler ve mikropları yok etme fonksiyonuna sahiptirler.
Kan dolaşımı ile dış dünya arasında birtakım bariyerler vardır. Bunlar sindirim sistemi mukozası, üst solunum yolları, cildimiz, dış kulak yolu ve göz mukozasıdır. Besin ögeleri, ilaçlar, zehirler, mikroplar ancak bu bariyerlerden birini aşarak kan dolaşımına ulaşabilir. Kan dolaşımına ulaştıktan sonra da tüm vücuda yayılabilir.
Tüm bu bariyer noktaları seçici geçirgen özelliğe sahiptirler. Birçok sebeple bu bariyerlerdeki seçici geçirgenliğin kısmen veya tamamen bozulması sonrasında, kan dolaşımına geçmemesi gereken zararlı maddeler (mikroplar, makro moleküller vb) kan dolaşımına geçmeye başlar. Bu geçiş kısa süreli olacak olursa herhangi soruna sebep olmaksızın tablo kendiliğinden düzelir. Fakat kontrolsüz geçiş kronik hal alacak olursa savunma sistemimiz bir süre sonra aşırı yoğunluk nedeniyle yorulacak ve sonrasında koordinasyonunu kayberek, kan dolaşımına giren zararlı maddelerle birlikte kendi doku ve organlarımızı oluşturan hücreleri de ZARARLI-YABANCI olarak algılayıp oralara da saldıracaktır. Ve böylece OTOİMMÜN süreç başlayacaktır.
Otoimmün Sürece Erken Müdahale Niçin Önemlidir
Otoimmün hasar çoğunlukla ilerleyici ve geri dönüşsüz niteliktedir. Otoimmün bir hastalık oluştuktan sonra diğer otoimmün hastalıkların oluşması için zemin hazırlamakta ve süreci hızlandırmaktadır.
Otoimmün Süreç Nasıl Yavaşlatılabilir veya Durdurulabilir?
Otoimmüniteye sebep olan bariyer hasarı restore edilerek otoimmün süreç yavaşlatılabilir veya tamamen durdurulabilir. Otoimmün süreci başlatan en önemli giriş kapısı sindirim sistemi bariyer hasarı sonrası seçici geçirgenliğin bozulmasıdır.
Sindirim Sistemi Bariyer Hasarı Nasıl Oluşur?
Sindirim sistemimiz, mukoza olarak adlandırdığımız tek sıralı ‘’iç deri’ tabakası ile kaplıdır. Ağızdan itibaren tüm sindirim sistemi boyunca mukoza tabakasını oluşturan hücreler arasından ilaçlar, su, mineraller, vitaminler ve sindirimi gerçekleşmiş gıdalar (karbonhidratlar, proteinler ve yağlar) geçerek kan dolaşımına ulaşırlar. Tüm mukoza tabakasının temel özelliği ‘’SEÇİCİ GEÇİRGEN’’ olmasıdır. Mukoza tabakasını oluşturan hücrelerden GOBLET hücreleri ‘’MUKUS’’ adı verilen jelimsi, sümüksü bir salgı oluşturur ve bu salgı tüm mukozayı bir film tabakası gibi kaplar. Mukus sayesinde dışarıdan sindirim sistemimize aldığımız maddeler ve sindirim sistemi salgılarımızın mukoza ile direkt teması engellenmiş ve bu sayede bunların yıpratıcı etkilerinden korunmuş olur.
Tüm sindirim sistemi boyunca mukozanın seçici geçirgen özelliğinin ve sürdürülebilir mukus üretiminin korunmasında binlerce çeşitlikte SİNDİRİM SİSTEMİ FLORASINA ihtiyaç vardır.
Flora Nedir?
Vücudumuzun bazı bölgelerinde bizimle birlikte yaşayan, bize zarar vermeyen, bulunduğu bölgenin dış etkilere karşı ilk mikrobik savunma hattını oluşturan, bölgenin nemlilik, asidite ve biyokimyasal fonksiyonlarına doğrudan veya dolaylı katkısı olan faydalı, binlerce çeşit mikropla birlikte yaşarız. Bunlar çoğunlukla bakteri, virüs ve mayalardan oluşur. Bunların tamamı FLORA olarak adlandırılır. Vücudumuzda flora barındıran alanlar cilt, sindirim sistemi, üst solunum yolları, dış kulak yolu, göz ve genital bölgelerdir.
Sindirim Sistemi Florası Nedir?
Tüm sindirim sistemi boyunca yerleşik olan floramızdır.
Sindirim Sistemi Floramız Olmazsa Ne Olur?
Sindirim sistemimiz dış etkenlere açık hale gelerek mikrobik saldırılara karşı direnci olmaz. Flora olmaz ise her bir bölgenin asidite, nemlilik, sentez ve sindirim fonksiyonları gerçekleşemez. Flora aynı zaman mukus üretimde de son derece önemlidir. Mukus olmadığı zaman mukoza dış etkilere açık hale gelir, bütünlüğü bozulur ve seçici geçirgen özelliğini yitirir. Seçici geçirgenliğin bozulması otoimmünite gelişmesindeki en önemli aşamadır.
Seçici Geçirgenliğin Bozulmasındaki Temel Problem Nedir?
Sindirim sisteminde seçici geçirgenliğin bozulmasındaki en kritik aşama sindirim sistemi florasının biyoçeşitliliğinin azalması veya tamamen yok olmasıdır.
Flora Biyoçeşitliliği Nedir?
Sindirim sistemimizi bir fabrika ve her bir flora çeşidini de bir mühendislik branşı olarak düşünebiliriz. Bir fabrikada ne kadar fazla çeşitlilikte mühendislik dalı ve teknik sınıf varsa o fabrikadan o kadar kaliteli ürün çıkacaktır. Bizim de floramızı oluşturan her bir çeşidin son derece özel fonksiyonları vardır. Flora biyoçeşitliliğimiz ne kadar zengin ve kaliteli olursa o kadar kaliteli fonksiyonlara sahip oluruz. Kaliteli ve yüksek biyoçeşitliliğe sahip sindirim sistemi florası UZUN, KALİTELİ, SAĞLIKLI yaşam için olmazsa olmazdır.
Flora Olmazsa Ne Olur?
Flora olmadan yaşam olmaz.
Multiple Sklerozda Flora Hasarı Varsa Nasıl Düzeltilebilir?
Multiple Skleroz olan hastalara yapılan sindirim sistemi mikrobiyal analizi sonucunda FLORA HASARI ve GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU tespit edilirse yapılacak FLORA NAKLİ ile sindirim sistemi florası yeniden tesis edilebilir. Yapılacak FLORA NAKLİ başarılı olur ve tekrar sağlıklı flora oluşur ise bağırsakların seçici geçirgenliği sağlanabilir ve bu şekilde otoimmün süreç yavaşlatılabilir veya tamamen ortadan kaldırılabilir.
Flora Nakli Nedir?
Yapılacak muayene ve laboratuvar analizleri sonrasında sağlıklı ve biyoçeşitliliği yüksek bağışçı DONÖR adayları belirlenir. Belirlenen donör adaylarının bilgilendirme sonrası işlem için onamları alınır. Genel anestezi altında endoskopik ve kolonoskopik olarak 25-45 ayrı anatomik alan her biri bölgenin özelliklerine uygun solüsyonlarla lavaj yapılarak alınan flora örnekleri ayrı ayrı kaplarda muhafaza edilir. Alınan flora örnekleri birtakım işlemlerden geçirildikten sonra yine genel anestezi altında endoskopik ve kolonoskopik olarak hastanın eşdeğer anatomik alanlarına nakledilir.
Tedavi başarı oranları iyi eşleştirilmiş hasta ve donör olması koşuluyla %85’ler civarındadır. Yapılan işlem olağanüstü bir şey olmaması koşuluyla ömür boyu kalıcıdır.
Flora Nakli, otoimmün süreci durdurma ve Multiple Skleroz hastalığının tedavisinde önemli bir gelişmedir.
Flora Nakli ile ilgili klinik çalışma sonuçlarımızı makale haline getirerek CUREUS adlı Amerikan Tıp dergisinde yayınladık. Makaleye aşağıdaki linkden ulaşabilirsiniz.