Anemi ve Geçirgen Bağırsak Sendromu İlişkisi

Kansızlık (Anemi), Geçirgen Bağırsak Sendromundan (Leaky Gut Syndrome) Kaynaklanabilir

Kansızlık Nedir?

Anemi ve Geçirgen Bağırsak Sendromu İlişkisi : Anemi, halk arasındaki adıyla ‘’Kansızlık’’, kanı oluşturan bileşenlerden eritrositlerin/alyuvarların oranın azalması veya eritrositlerdeki işlevsel birim olan  ‘’Hemoglobulin’’ miktarının azalması olarak tanımlanır.

Kan Nedir?

Başta sindirim ve solunum sistemi aracılığı ile vücudumuza giren besin, ilaç ve oksijenin, ihtiyaç duyulan bölgelere atar damar (arter) ağı sistemi ile taşınmasını, dokularda oluşan atık ürünlerin ise toplar damar (ven) ağı sistemi ile bertaraf edileceği bölgeye sevkini sağlayan, akışkan, kırmızı renkte ve içerisinde birçok bileşeni barındıran sıvıya KAN denir.

Kanı oluşturan şekilli temel ögeler; Alyuvarlar (eritrositler), Akyuvarlar (lökositler) ve Trombositlerdir (kan pulcukları).

Alyuvarlar, akciğerlerden dokulara oksijen taşınmasını ve dokularda oluşan karbondioksitin akciğerler aracılığı ile atılmasını sağlar.

Akyuvarlar, vücudumuzun savunma sistemini oluştururlar.

Trombositler, kanamanın durdurulmasını sağlarlar.

Anemi Niçin Oluşur?

Anemi oluşum sebeplerini üç başlık altında toplayabiliriz:

  • Alyuvar üretimi için gerekli besin ögelerinin eksiklikleri (Demir, Vit B12, Folik Asit vb.)
  • Alyuvarların yapısal bozukluklarına bağlı olarak kısa ömürlü olmaları (çoğunlukla genetik kaynaklı hastalıklar, FMF vb.)
  • Kanama ile oluşan kayıplara bağlı anemiler.

Alyuvarların ortalama ömrü 120 gündür. Yapısal bozukluğa sahip hücrelerin ömürleri daha kısadır.

Alyuvarlar, başlıca kemik iliğinde,  dalakta ve karaciğerde üretilir. Ömrünü dolduran alyuvarlar ise dalak sayesinde sistemden uzaklaştırılır.

Anemi hastalığının en efektif tedavi edilebilir kısmını besin ögelerinin eksikliklerine bağlı gelişen anemiler oluşturur. Besin ögeleri eksikliğine bağlı anemilerde de Demir, Folik Asit ve Vit B12 gibi hemoglobulin üretimi için gerekli maddelerin yetersiz alımı veya bağırsaklardan emilimi ile ilgili problemler vardır. Emilim veya emilim için gerekli maddelerin eksikliği yoksa eksik olan kısmın takviyesi ile ANEMİ kolay ve kalıcı bir şekilde tedavi edilebilir. Fakat emilim ve emilim için gerekli maddelerin eksikliğinden kaynaklı ANEMİLERİN tedavisi bu kadar kolay olmamaktadır. İşte bu gruptaki anemiler genellikle uzun süreli ve bir başka deyişle KRONİK ANEMİLER olmaktadır ve tedavileri daha zordur.

Anemi Niçin Önemlidir? Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Vücudumuzdaki tüm dokuların ve organların aralıksız olarak ihtiyaç duyduğu OKSİJEN’in akciğerlerden alınarak dokulara taşınması, dokularda oluşan atık ürün olan KARBON DİOKSİT’in dokulardan alınarak atılmak üzere akciğerlere taşınmasındaki tek aracı ALYUVARLAR ve bunun içerisindeki işlevsel birimi HEMOGLOBULİN’dir.

Eğer kansızlık (anemi) olursa vücudumuzdaki tüm dokulara yetersiz oksijen gideceğinden ve oluşan atık ürün olan karbondioksit uzaklaştırılamayacağından dolayı, doku ve organların fonksiyonunda yetersizlikler ve bozukluklar oluşur. Bu durum tüm vücut fonksiyonlarını etkiler. Vücudun anemi nedeniyle oksijensiz kalmasına bağlı olarak KALBİMİZ daha fazla çalışarak aradaki açığı kompanse etmeye çalışır. Buna bağlı olarak ANEMİ ilk ve öncelikli olarak KALBİMİZİN yükünü artırarak başta taşikardi (nabzın artması), Kardiyomegali (kalp büyümesi) ve buna bağlı birçok kalp hastalığının oluşmasına sebep olur.

Anemi çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, beyin fonksiyonlarının zayıflığı, öğrenme güçlüğü başta olmak üzere birçok hastalığı tetikler.

Aneminin, Geçirgen Bağırsak Sendromu İle İlişkisi Nedir?

Aneminin, Geçirgen Bağırsak Sendromu ile ilişkisini anlayabilmek için bazı tanımlamalara ihtiyaç vardır.

Geçirgen Bağırsak Sendromu (GBS) Nedir?

Bağırsaklarımız en temel özelliklerinden birisi Seçici Geçirgen özelliğe sahip olmasıdır. Birçok sebepten dolayı bağırsaklarımızın Seçici Geçirgen özelliği, geçici veya kalıcı olarak bozulabilir. Bağırsaklarımızın emilim yüzeyinin müsaade ettiği şeyler bağırsaklardan emilerek kan dolaşımına ve bu sayede organ ve dokulara taşınır. Bağırsaklarımızın Seçici Geçirgen özelliğinin bozulması ile normalde bağırsaklardan kan dolaşımına geçemeyecek bağırsak içerikleri de kan dolaşımına geçmeye başlar (sindirimi tam gerçekleşmemiş ürünler, toksinler, mikroplar, makro moleküller vb.). Bu tabloyu oluşturan hastalıkların tamamına verilen genel isim Geçirgen Bağırsak Sendromudur (Leaky Gut Syndrome).

Geçirgen Bağırsak Sendromu (Leaky Gut Syndrome) Başlığı Altında İncelen Hastalıklar Nelerdir?

Geçirgen Bağırsak Sendromu başlığı altında incelenen belli başlı hastalıklar, Ülseratif Kolit, Crohn Hastalığı, Non-Spesifik Kolit, İrritable Bağırsak Sendromu (IBS), Çölyak Hastalığı, Laktoz İntoleransı, Çölyak Benzeri Hastalık, Laktoz İntoleransı Benzeri Hastalık, Kronik İshal vb.

GBS Başlığı Altındaki Hastalıklarda, Bağırsakların Seçici Geçirgenliği Nasıl Bozulur?

Yukarıda sayılan ve GBS başlığı altında değerlendirilen tüm hastalıklarda geçirgenliğin bozulması, bağırsak emilim yüzey hasarı sonucunda oluşur.

Bağırsaklarımızın iç yüzeyi kıvrıntılı (villus ve mikrovillus) yapıya sahip olup, bağırsak lümenine bakan yüzeyi tek katlı, iç deri olarak tabir edebileceğimiz, MUKOZA olarak adlandırılan yapı ile kaplıdır. Mukozayı oluşturan tüm hücreler birbirlerine çok sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Sindirimi gerçekleşmiş gıdalar bu emilim yüzeyindeki hücreler arasından geçerek kan dolaşımına ulaşırlar. Bu hücrelerin birbirine sıkı bir şekilde bağlantısını sağlayan ZONULİN adlı bir proteindir. Ağızdan anüse kadar tüm sindirim sistemi boyunca mukoza tabakası içerisinde bazı özel hücre grupları olan ve GOBLET hücreleri olarak adlandırılan hücrelerden salgılanan ve tüm MUKOZA tabakasını bir film tabakası gibi kaplayarak, bağırsak içeriği ile mukozanın direkt temasını engelleyen MUKUS olarak adlandırılan jelimsi bir salgı vardır. MUKUS sayesinde MUKOZA’nın bağırsak içerisindeki sindirim salgıları, gıdalar, ilaçlar, mikroplar ve toksinlerle direkt teması ENGELLENİR. Mukusun oluşması ve sürdürülebilmesindeki en önemli bileşen de, her bölge için özel fonksiyonlara sahip olan, binlerce çeşitten oluşan SİNDİRİM SİSTEMİ FLORASIDIR.

Flora Nedir?

Vücudumuzun belli bölgelerinde (cilt, genital bölge, sindirim sistemi, üst solunum yolu vb.) bizimle birlikte yaşayan, bize zarar vermeyen, hayati fonksiyonlarımızı gerçekleştirmeye (sindirim, mikrobik saldırı ile mücadele, sentez, nemlilik, asit dengesi, salgılama, sinirsel iletim vb.) yardımcı olan, gözle göremeyeceğimiz kadar küçük, binlerce çeşitte, trilyonlarla ifade edebileceğimiz kadar sayıda, çoğunluğu bakteri, virüs ve mayalardan oluşan tek hücreli mikro canlılarla birlikte yaşarız. Bunların tamamının genel adı FLORA’dır.

Sindirim Sistemi Florası Nedir?

Tüm sindirim sistemi boyunca, ağızdan anüse kadar olan alanda, her bir bölgeye özel, başka alanda yaşamayan binlerce çeşit, tek hücreli faydalı mikroplarlarla birlikte yaşarız. Bunların tamamı sindirim sistemi florası olarak adlandırılır. Floramız sürekli olarak yenilenerek yerine yenisi gelip, ömrünü tamamlamış olanlar doğal yolla ilerleyerek GAİTA (dışkı) olarak atılır. Dışkı hacminin yaklaşık %60-70’i ölü ve canlı flora atıklarından oluşur.

Sindirim Sistemi Florası Niçin Önemlidir?

Sindirim sistemi florası sayesinde yerleştikleri ve yaşadıkları alanda zararlı mikrobik saldırılara karşı defans, sindirim, sentez, nemlilik ve bölge asiditesi sağlanır. Floramızın biyoçeşitliliği ne kadar fazla olur ise o ölçüde kaliteli sindirim sistemi fonksiyonları gerçekleşir. Sindirim sisteminde ilgili bölge florası herhangi sebeple bozulacak veya biyoçeşitliliği azalacak olursa, o bölge PATOJEN MİKROPLAR tarafından istilaya uğrar.

Ayrıca mukus oluşmasında ve sürdürülmesinde bölge florasının yeterli biyoçeşitlilikte olması gerekir. Florada oluşan hasar mukus oluşumunu etkileyerek, mukaza üzerindeki koruyucu tabakanın zayıflamasına ya da tamamen ortadan kalmasına sebep olur. Bunun sonucu olarak, sindirim sistemi içeriği mukoza ile direkt temas edeceği için mukozada hasar oluşturur ve buna bağlı olarak bağırsaklarda seçici geçirgen özellik azalır veya tamamen ortadan kalkar.

Geçirgen Bağırsak Sendromu, Anemi Oluşumuna Nasıl Sebep Olur?

Her ne sebeple olursa olsun, sindirim sistemi flora hasarı ve beraberinde gelişen GBS olgularının tamamında sindirim ve emilim problemleri oluşur. Buna bağlı olarak hemoglobulin yapımı için gerekli olan demir, folik asit ve Vit B12 eksikliği gelişir ve bunların eksikliğine bağlı olarak ANEMİ tablosu ortaya çıkar. Ayrıca bazı GBS olgularında bağırsakta oluşan ülserle bağlı olarak kronik kanamalar sonucu anemi tablosu ortaya çıkar (ülseratif kolit vb.). GBS’unda floradaki hasarı onarmadan sağlıklı emilim yüzeyi oluşturmak mümkün değildir. Sağlıklı ve biyoçeşitliliği yüksek flora sağlanamadan yeterli enzimatik ve kimyasal sindirim gerçekleşmeyeceği için HEMOGLOBULİN yapımında gerekli maddelerin kan dolaşımına geçmesinde sıkıntı yaşanacaktır.

Hangi Bulgular ‘’Geçirgen Bağırsak Sendromu’’ Habercisidir?

  • Gıda alerjisi
  • Karında şişkinlik
  • Aşırı gaz
  • Dışkıda sümük ve kan görülmesi
  • Sürekli karın ağrısı
  • Bağırsak huzursuzluğu
  • Kronik ishal
  • Kronik kabızlık
  • Kronik yorgunluk
  • Eklem ağrıları ve şişlikleri
  • Fibromyalji
  • Geçmeyen dermatit
  • Zamansız ve dirençli sivilceler
  • Depresyon
  • Duygu bozukluğu
  • Manik ataklar
  • Vitiligo (ciltte pigment eksikliği olan alanlar)
  • Kısırlık
  • Meme kistleri
  • Sedef hastalığı
  • Otizmlilerde eğitimin duraklaması
  • Eğitim başarısında ani düşüşler
  • Haşimato Troiditi
  • Tüm otoimmün hastalıklar
  • Tekrarlayan ağız içi yaralar
  • Ağız kokusu

Yukarıdaki bulgularla birlikte, tedaviye dirençli KANSIZLIK olgularında ‘’Geçirgen Bağırsak Sendromu’’ açısından değerlendirme yapmak gerekir. Çünkü GBS olgularına eşlik eden KANSIZLIK vakalarını, GBS’yi tedavi etmeden düzeltmek mümkün değildir.

Tüm GBS olgularında sindirim sistemi florasında hasar vardır. Sindirim sistemi flora hasarını düzeltmeden GBS tedavisinde yapılacak palyatif ve kronik ilaç kullanımı ancak geçici rahatlama sağlayacak fakat temelde var olan FLORA HASARINI düzeltmeyecektir.

Bundan dolayı GBS olgularında yegane ve kalıcı tedavi ancak FLORA NAKLİ ile mümkündür.

Flora Nakli Nedir?

Muayene ve gerekli laboratuvar analizler yapılarak onaylanan, biyoçeşitliliği yüksek DONÖR adayından genel anestezi altında endoskopik ve kolonoskopik olarak 30-45 farklı anatomik alana ulaşılarak alınan flora örnekleri, bir takım işlemlerden geçirildikten sonra, yine genel anestezi altında hastanın eşdeğer bölgelerine alınan flora örneklerinin endoskopik ve kolonoskopik olarak ekilmesi işlemidir.

Sindirim sistemi flora hasarına bağlı olarak gelişen Geçirgen Bağırsak Sendromu olgularında, Flora Nakli yapılmadan GBS’nin tedavisi mümkün değildir. GBS olgularının büyük çoğunluğunda eşlik eden KANSIZLIK mevcuttur. GBS tedavi edilmeden KANSIZLIĞIN da tedavi edilmesi olanaksızdır.

 

Doç Dr Murat KANLIÖZ

Genel Cerrahi Uzmanı

 

Bize Yazın

WhatsApp

Hemen Ara