FLORA NEDİR ?
İnsan vücudunun belli bölgelerinde, bizlerle barış içinde yaşayan, bizlere zarar vermeyen, yaşadığı bölgenin yaşamsal fonksiyonlarına katkı sunan, olmaması durumda sağlık problemlerine neden olan, fonksiyonlarını başka bir şekilde telafi edemeyeceğimiz, sürekli kendisini yenileyen, uygun yaşam dönemlerinde çeşitliliği artan, bazı olumsuz durumlarda sayısı ve biyoçeşitliliği azalan mikroorganizmalarla birlikte yaşarız. Bunların genel ismi FLORA’dır.
SİNDİRİM SİSTEMİNDE YAŞAYAN KAÇ ÇEŞİT FLORA BAKTERİSİ TANIMLANMIŞTIR ?
Bugüne kadar insanların sindirim sisteminde tanımlanmış flora bakteri çeşidi sayısı 1054’dür.
İNSANLAR TÜM SİNDİRİM SİTEMİNDE KAÇ ÇEŞİT FLORA BAKTERİSİ BARINDIRIR ?
Yaşanılan çevresel koşullar bunda en önemli etkendir. Büyük metropollerde flora çeşitliliği 50-60’lara kadar düşerken kırsal bölgelerde artmaktadır. Türkiye’de ortalama 100-110 civarıdır.
FLORA ÇEŞİTLİLİĞİNİN FAZLA, ZENGİN ve KALİTELİ OLMASI BİZE NE KAZANDIRIR ?
Sağlıklı, kaliteli, verimli, mutlu ve uzun bir ömür kazandırır.
FLORA ÇEŞİTLİLİĞİ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİDİR ?
Florayı kendi alanında ihtisaslaşmış personel, sindirim sitemimizi de bir fabrika olarak düşünebiliriz. Fabrikanın ne kadar kaliteli personeli varsa oradan o ölçüde kaliteli ürün çıkar. Sindirim sistemimizin her bir noktasının çok özel binlerce işlevi vardır. Flora bu işlevlerin gerçekleştirilmesinde yaşamsal öneme sahiptir.
GEÇMİŞTE BİZDE BULUNAN ve ŞİMDİ OLMAYAN veya İLK KEZ KARŞILAŞTIĞIMIZ FLORAYA TEPKİMİZ NE OLUR ?
Sindirim sisteminde her flora elemanı belli bir alanda yaşamakta ve o bölge fonksiyonları konusunda uzmanlaşmaktadır. Binlerce yıldan beri atalarımızdan devralmış olduğumuz GENETİK HAFIZAMIZ sayesinde geçmişte sindirim sistemimizde barındırdığımız veya atalarımızın geçmiş dönemde sindirim sisteminde yaşamış olan flora bakterisi yaşayacağı anatomik bölgeyi tanımakta ve şu anda kişinin sindirim sisteminde yoksa bile o bölgeyle temas ettiği andan itibaren orada tutunmaya, çoğalarak kolonizasyon oluşturmaya başlar. Eğer olağanüstü şartlar yoksa ilgili anatomik bölgede tutunmayı ve artık o bölgenin yeni flora elemanı olarak çalışmayı başarır.
FLORA YALNIZCA İNSANLARDA MI BULUNUR ?
Hayır, tüm hayvanlarda ve bitkilerde de kendilerine has FLORA bulunur.
FLORA VÜCUDUMUZDA NERELERDE BULUNUR ?
Vücudumuzun bazı bölgeleri tamamen sterildir, yani mikroorganizma barındırmaz (kardiovasküler sistem, beyin omurilik sistemi, üst üriner sistem vb) . Fakat cilt, üst solunum sistemi, boğaz, ağız içi, burun ve sindirim sistemi FLORA barındıran anatomik bölgelerdir.
SİNDİRİM SİSTEMİ FLORASI NE DEMEKTİR ?
Ağızdan başlayarak tüm sindirim sistemi boyunca her bölgede birbirinden farklı flora bakterileri bulunur. Örneğin ağız içi florasındaki bir bakteri asla burun veya boğazda yerleşmez. Her floranın kendine has yerleşim yeri vardır.
FLORANIN FONKSİYONU NEDİR ? NEDEN ÖNEMLİDİR ?
Her bölgenin florası bulunduğu bölgede dışarıdan gelen patojenlerle savaşan en önemli yapılardır. Ayrıca bulundukları bölgede mukus adı verilen tüm sindirim sistemi iç yüzeyini kaplayan jelimsi bir salgının oluşmasında son derece kritik öneme sahiptir. Eğer mukus adı verilen yapı olmaz ise yediğimiz, içtiğimiz gıdalar ve tüm sindirim sistemi salgıları direkt olarak sindirim sistemi yüzeyi (mukoza) ile temas eder ve sonuçta temas ettiği alanlarda deformasyonlara neden olur. Flora bulunduğu bölgenin asid-baz dengesi, enzimatik fonksiyonu, sentez fonksiyonu ve sindirim için vazgeçilmezdir. Eğer olmazsa bu fonksiyonlarda bozulmalar oluşur. Hangi bölgede flora hasarı varsa hem olduğu bölge fonksiyonu bozulur, hem de ileri ve gerisindeki fonksiyonlarda da aksaklıklara neden olur.
FLORA COĞRAFİ FARKLILIKLAR GÖSTERİR Mİ ?
Evet. Yaşanılan bölgeye göre kısmi değişiklikler gözlenir.
FLORANIN OLUŞMASINI BELİRLEYEN ETKENLER NELERDİR ?
- Doğup yaşanılan bölgedeki insanların florası
- Kültürel alışkanlıklar (yemek, birlikte yaşama, aile büyüklükleri )
- Yakın temasta bulunduğu kişilerin sayısı
- Anne sütü alımı
- Geçirilen hastalıklar
- Uygulanan tedaviler (antibiyotik, kemoterapi, cerrahi )
- Genetik miras
- Çevresel koşullar (köy, kasaba, kent, metropol vb.)
- Besleme yeterliliği
- Ruh sağlığı
- Endüstriyel kirleticiler, radyasyon, toksinler, tarım kimyasalları
HER İNSANIN FLORASI AYNI MIDIR ?
Hayır. Her insanın florasını belirleyen birçok faktör vardır. Parmak izi gibidir, her insanın kendine özgü florası vardır.
BAŞKASININ FLORASI BİZE AKTARILDIĞINDA BİZE BİR ZARAR VERİR Mİ ?
Hayır. Yalnızca floranızda olmayan yeni elemanların floranıza katılması nedeniyle daha sağlıklı flora çeşitliliğine kavuşmuş olursunuz.
FLORA DOĞDUĞUMUZDAN İTİBAREN VAR MIDIR ?
Floramız doğduğumuz andan itibaren oluşmaya ve biyoçeşitliliği artmaya başlar. Çevremizle olan temasımız, anne sütü, tüketilen gıdalar flora gelişmesinde önemlidir.
FLORA BELLİ BİR ÇEŞİTLİLİĞE GELDİKTEN SONRA ÖMÜR BOYU SABİT KALIR MI ?
Doğduğumuz andan başlayan flora kazanma süreci ömür boyu devam eder. Yeni doğan, çocukluk, ergenlik, doğurganlık dönemi, gebelik, emzirme, yaşanılan stresler, tedaviler, hastalıklar flora çeşitliliğinin artma ve azalmasında etkilidir. Fakat tüm insanlarda en kaliteli ve çeşitliliği yüksek flora 20-30 yaşlarında görülür. Yaşlanma ile flora biyoçeşitliliği gittikçe azalır ve birçok hastalığa zemin hazırlar.
FLORA OLMAZSA NE OLUR ?
Yaşam olmaz.
FLORA NASIL BOZULUR VEYA YOK OLUR ?
- Uzun süre beslenmenin durması (Yoğun bakım süreci, açlık grevi, ölüm orucu vb.)
- Kanser tedavileri sonrası (kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi vb.)
- Uzun dönem steroid kullanımı
- Otoimmün hastalık tedavileri (immünsüpresif ilaçlar)
- Özellikle çocukluk döneminde sık enfeksiyon geçirme (üst solunum yolu, idrar yolu)
- Özelikle çocukluk dönemi sık dizanteri atakları
- Çok sık veya uzun süreli antibiyotik kullanma
- Yetersiz beslenme
- Tarımsal kimyasallar (Pestisitler)
- Genetiği değiştirilmiş gıda tüketimi (GDO)
- İşlenmiş hazır gıda tüketimi vb.
KANSER TEDAVİLERİ NİÇİN FLORAYI BOZAR ?
Kanserin vücut direncinde oluşturduğu hasar ve beslenme bozukluğu önemlidir. Kanser hücresi normal hücrelerden onlarca hatta yüzlerce kat hızlı çoğalır. Vücudumuzdaki flora bakterileri sürekli olarak çoğalarak gün içerisinde kendisini sürekli yeniler. Kemoterapi ve radyoterapide temel mekanizma hızlı çoğalan hücreleri yok etmeye yöneliktir. Verilen bu tedavilerle flora bakterileri de ciddi hasar alır. Çünkü flora elemanları da sürekli olarak kendini yenileyen ve hızlı çoğalan yapılardır. Aynı şekilde deri ve deri eki olan kıllarda hızlı çoğalan hücreler olduğu için, kanser tedavisi alan hastaların bir kısmında saçlarda geçici dökülmeler olduğunu gözlemleriz.
ANTİBİYOTİKLER NİÇİN FLORAMIZI BOZAR ?
Antibiyotikler yalnızca hastalık etmeni olan bakteriyi yok etmekle kalmaz, aynı zamanda flora bakterilerini de yok eder.
STEROİD TEDAVİLERİ NİÇİN FLORAMIZI BOZAR ?
Birçok hastalık nedeniyle kullanılan steroid grubu olarak adlandırılan ilaçlar inflamasyonu baskılayarak etki gösterir. Buna bağlı olarak da mevcut flora bakterilerinin de üremelerini baskılarlar.
FLORA ÇEŞİTLİLİĞİ NE DEMEKTİR ?
Bugüne kadar tespit edilmiş 1054 farklı sindirim sistemi flora bakterisinden ne kadarını barındırdığımızı gösteren ölçüttür. Ne kadar çok çeşitlilik varsa o ölçüde sağlıklı oluruz.
FLORAMIZI ÇEŞİTLENDİRİRSEK ve ZENGİNLEŞTİRİRSEK BİZE NE SAĞLAR ?
Çok basit iki örnek verilebilir. Bu örneklerdekilerin herhangi sindirim sistemi yakınması yok. Bir tanesi Otistik hastalarda biyoçeşitlilik artırılırsa ağır otizm tablosunda ölçülebilir düzelmeler tespit edilmiştir. Bir diğeri biyoçeşitliliği yüksek kişilerde Alzheimer hastalığına daha az rastlanmakta, ayrıca Alzheimer olanlara flora nakli yapılıp biyoçeşitliliği artırırsa hastalıkta ciddi gerilemeler olmaktadır.
FLORAMIZI KORUMAK ve ZENGİNLEŞTİREBİLMEK İÇİN NE YAPABİLİRİZ ?
- Sağlıklı ve dengeli beslenmeliyiz
- Zorunlu olmadıkça antibiyotik kullanmamalıyız
- Spor yapmalıyız
- İşlenmiş gıdalarda uzak durmalıyız
- Fiziki, kimyasal ve biyolojik kirlemeye maruz kalmamalıyız
- Mutlaka en az bir yıl anne sütü almalıyız
- Alkol ve sigaradan uzak durmalıyız
BAĞIRSAKLARIMIZIN SEÇİCİ GEÇİRGENLİĞİ NEDİR ?
İnce bağırsaklarımız yaklaşık 8 metre uzunluktadır. Bağırsaklarımızın içi kıvrıntılı yapıya (villus) sahip olduğu için çok geniş emilim yüzey alanına sahiptir. Ortalama olarak bağırsaklarımızın iç emilim yüzey alanı 16.000-18.000 m2’dir. Bu alan büyük bir futbol stadyumu kadardır. Villuslar da yine yüzey alanını artırmak için kıvrıntılı emilim yüzeyi olan mikrovillus yapılarına sahiptir. Mikrovilluslar tek sıralı endotel hücresi ile döşelidir. Bu hücrelere birbirine sıkı sıkıya kenetli haldedir. Bu sıkı bağlantılar ‘’Tight Junctions (zonula occludens)’’ olarak adlandırılır. Sıkı bağlantının tesis edilmesi ve sürdürülmesinde ‘’ZONULİN’’ adlı protein önemlidir. Sindirimi gerçekleşen besin ögeleri bu hücreler arasından emilerek kan dolaşımına geçer. Mukoza ile kaplı bu bağırsak emilim tabakasının yüzeyi mukozayı oluşturan endotel tarafından üretilen ‘’MUKUS’’ olarak adlandırılan jelatinimsi salgı ile kaplıdır. Bu mukus sayesinde bağırsak içeriğinin (gıdalar, sindirim salgıları) direkt olarak mukozaya teması önlenir. Bu sayede dış etmenlerden korunmuş olur. MUKUS oluşmasında bölge florasının olması zorunluluktur. MUKUS olmayınca mukozada endotel hasarı ve sonuç itibarıyla bağırsağın seçici geçirgenliği bozulur ve ‘’GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU’’ olarak adlandırılan tablo ortaya çıkar.
GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU NE DEMEKTİR ?
Flora hasarı sonrası mukus yapımının da bozulması ile mukozada oluşan tahribata bağlı olarak bağırsağın seçici geçirgen özelliğini yitirmesidir.
GAİTADA ZONULİN TESTİ NEDİR ?
Bağırsağın seçici geçirgenliğinin bozulması sonrası onarım faaliyetlerinde normalden çok daha fazla miktarda ZONULİN kullanımı gerçekleşir. Buna bağlı olarak da gaita yoluyla atılan zonulin miktarı artar. Gaitada ZONULİN ölçümü yapılarak bağırsaklarda seçici geçirgenliğin zarar görüp görmediği konusunda dolaylı olarak fikir sahibi oluruz.
GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU SONRASI NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLUR ?
- Flora hasarı ve sonrasında geçirgen bağırsak sendromu oluşmasıyla en dramatik değişiklik inflamasyonun şiddetine bağlı olarak bağırsak emilim yüzey alanı GERİ DÖNÜŞÜZ olarak azalır. Yapılacak tedaviler ile ancak mevcut rezerv korunur veya kayıp hızı azaltılır.
- Geçirgen bağırsak sendromunda kan dolaşımına geçmemesi gereken bağırsak içeriği de kan dolaşımına geçeceği için savunma sistemimiz bunları yok etmek için mücadele eder. Belli bir aşamadan sonra bu mücadele hedefinden sapıp vücudun kendi dokularına da saldırmaya başlar. Bu tablo ‘’OTOİMMÜNİTE’’ olarak adlandırılır. Otoimmün hastalıklardan (romatizma, fibromyalji, GUT hastalığı, vitiligo hastalığı, Sedef hastalığı vb.) biri başladıktan sonra diğer otoimmün hastalıkların oluşması tetiklenir.
- Beslenme bozuklukları olur
- Gelişim bozuklukları olur
- Başta depresyon olmak üzere birçok psikiyatrik hastalık başlayabilir
- Dışkılama bozuklukları olur
- Huzursuz bağırsak hastalıkları olur (IBS, spastik kolit)
- İnflamatuar bağırsak hastalıkları tetiklenir ( Crhon hastalığı, ülseratif kolit)
- Laktoz ve gluten enteropatisi tetiklenir
- Sayısı gittikçe artan birçok gıdaya karşı gıda alerjisi gözlenir.
SİNDİRİM SİSTEMİ FLORAMIZ KENDİNİ YENİLER Mİ ?
Flora dediğimiz şey canlı dinamik bir yapıdır. Çevresel koşullardan etkilenir. Sürekli kendisini yeniler. Ölü ve canlı floranın bir kısmı sindirim sistemi hareketi ile ileri yönde akışkanlıkla birlikte doğal yollardan GAİTA ile atılır. Sağlıklı kişilerde gaita hacminin %60-70’i aktif ve inaktif flora yapılarından oluşur.
GAİTANIN MİKROBİAL ANALİZİ NEDİR ?
İnsan gaitasının hacmen %60-70’i ölü ve canlı flora atıklarından oluşur. Sindirim sistemimizde olması gereken flora bakterilerinden hangilerinin bulunduğu, ne oranda bulunduğu ve olmaması gereken patojen bakteri ve mantarların olup olmadığını tespit etmeye yönelik olarak yapılan detaylı gaita analizidir.
OTOİMMÜN HASTALIK NE DEMEKTİR ?
Vücudumuzun savunma sistemi hücrelerinin zararlı olarak gördüğü yapılarla mücadelesi esnasında belli bir aşamadan sonra koordinasyonunu kaybederek vücudun kendi dokularını da yabancı olarak algılayarak kendi dokularına da saldırması ile ortaya çıkan süreçler bütününe verilen genel isim OTOİMMÜNİTE’dir. Bu başlık altında değerlendirilen hastalıklara da OTOİMMÜN HASTALIKLAR denir.
OTOİMMÜN SÜRECİ DURDURMAK NİÇİN ÖNEMLİDİR ?
Çünkü mevcut otoimmün hastalık baskılanamaz veya tedavi edilemez ise diğer otoimmün hastalıkların oluşumunu tetikler.
FLORA NAKLİ NEDİR ?
Sağlıklı en az bir FLORA DONÖRÜNDEN genel anestezi altında endoskopi ve kolonoskopi yapılarak sindirim sisteminin yaklaşık 30 farklı anatomik bölgesinden, her bir bölge kendi özelliklerine uygun serumlarla yıkanıp geri aspire edilerek her bir bölgeden alınmış flora örnekleri birtakım özel işlemlere tabi tutulduktan sonra hasta kişinin eşdeğer anatomik bölgelerine yine aynı şekilde genel anestezi altında endoskopik ve kolonoskopik olarak aktarılması işlemidir.
FLORA NAKLİ KALICI TEDAVİ MİDİR ?
Evet. Eğer geride kalan bağırsak dokusu nakledilecek florayı kabul edebilecek nitelikte olur ise ömür boyu kalıcı olacaktır.
FLORA NAKLİ BAĞIŞÇISI OLMAK BAĞIŞÇIYA BİR ZARAR VERİR Mİ ?
Hayır. Endoskopik ve kolonoskopik olarak sindirim sistemi, vücuda ve floramıza zarar vermeyecek sıvılarla yıkanarak yıkama suyundan bir kısmını alarak örnek bir flora alınmış olur. Yani kayısı ağacının meyvesini alıp, onlarda yeni kayısı ağaçları üretmek gibi düşünebilirsiniz. Kısaca tohum almak gibi. Yıkanıp alınan flora, mevcut donör florasının binde biri bile değildir. Ayrıca floramız gün içerisinde defalarca yenisi yapılarak sürekli değişen canlı ve dinamik bir yapıdır.
Flora bağışlamak flora bağışçısından doku veya organ kaybına neden olmaz, vücut fonksiyonları bozulmaz, ASLA kalıcı veya geçici hasar oluşmaz. Sağlıklı bir donör defalarca flora bağışlasa bile vücudundan bir şey kaybetmez.
FLORA NAKLİ İÇİN KAÇ DONÖR GEREKİR ?
En az bir sağlıklı donör gerekir. Biyoçeşitliliğin artırılması için çoğul donörden yapılan nakillerdeki başarı oranı artmaktadır.
FLORA NAKLİ BAĞIŞÇISI NE VERİR ?
Mevcut florasından küçük bir örnek verir.
FLORA NAKLİ BAĞIŞÇILIĞI İÇİN KAÇ GÜN AYIRMAM GEREKİR ?
Toplam 24 saat.
FLORA NAKLİ İÇİN KAÇ GÜN HASTANEDE YATMAM GEREKİR ?
Nakil ve sonrası klinik takip 24 saatte tamamlanarak taburcu edilir.
FLORA NAKLİNDE BAĞIŞÇI YAKIN AKRABA OLMASI GEREKİR Mİ ?
Hayır. Flora bağışçısı olmak için genetik akrabalık gerekmez.
FLORA NAKLİ AYNI CİNSİYETTEN Mİ YAPILIR ?
Tercihen aynı cinsiyetten yapılması uygun olur. Fakat cinsiyet kısıtlaması yoktur.
GEBELER BAĞIŞÇI OLABİLİR Mİ ?
Zorunlu durumlar olursa evet. Fakat öncelikli olarak gebe olmaması tercih sebebidir.
GEBELERE FLORA NAKLİ YAPILABİLİR Mİ ?
Gebelere gebeliklerinin ilk altı ayı içerisinde flora nakli yapılabilir.
EMZİREN ANNELER BAĞIŞÇI OLABİLİR Mİ ?
Emzirmek flora bağışçısı olmak için engel değildir.
EMZİREN ANNELERE FLORA NAKLİ YAPILABİLİR Mİ ?
Emziren annelere flora nakli yapılabilir.
FLORA NAKLİ YAPILMASI İÇİN HERHANGİ YAŞ SINIRI VAR MIDIR ?
Herhangi yaş sınırı yoktur. Fakat pediatrik grupta hastanın kondüsyonları dikkate alınarak karar verilir.
SİBO NEDİR ?
Floranın bozulması sonucu floranın yerini başta patojen ve ya yarasız bakterilerin ve de mevcut flora elemanlarının bazı segmentlerinin aşırı çoğalması izler. Bu SİBO olarak adlandırılır. İngilizcede ‘’Small Intestinal Bacterial Overgrowth’’ kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma olan SIBO’nun Türkçesi ‘’ince bağırsaklarda aşırı miktarda bakteri çoğalması’’ demektir.
DİSBİYOZİS NEDİR ?
Sindirim sistemi floramıza PATOJEN mikroorganizmaların da karışak sağlıksız hale gelmesidir.
SİBO HASTALIĞINDA ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ FAYDALI MIDIR ?
SİBO hastalığı tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Çoğunlukla 3-4 hafta süreli, yüksek doz ve genellikle birden fazla ilaçdan oluşan kombine antibiyotik tedavileri uygulanmaktadır. Buradaki amaç artmış bakteri yoğunluğunu azaltmaktır. Tedavi sonrası çoğunlukla bir rahatlama elde edilir. Fakat burada gözardı edilen şey, mevcut flora bakterilerinde oluşan hasardır. Çünkü antibiyotiklerle yalnızca patojen bakteriler değil beraberinde flora bakterilerimiz de hasar almaktadır.
Eğer sağlıklı floramız varsa ve floramız yeterli biyoçeşitlilikteyse patojen bakterilerin yaşama şansı ve SİBO oluşması mümkün değildir. Bu gerekçelerden dolayı SİBO hastalığının en etkin tedavisi FLORA NAKLİDİR.
PROBİYOTİK NEDİR ?
Sağlık üzerinde olumlu etki yaptıkları düşünülen mikro organizmalardır. Bunlar bakteri ve mayalardır.
PREBİYOTİK NEDİR ?
Bağırsaklarda bulunan flora elemanlarının besin kaynağı olarak adlandırabiliriz.
PROBİYOTİK TEDAVİSİ NASIL ETKİ GÖSTERİR ?
Bağırsakların habitatının oluşmasına katkı sağlayarak faydalı olur.
ÇÖLYAK HASTALIĞINDA FLORA NAKLİ NE SAĞLAR ?
Çölyak hastalığı tanısı yapılan endoskopik duodenum biopsi materyalinin patolojik incelenmesi sonrasında konulabilir.
Tüm gluten hassasiyeti olanlarda yapılan biopsi ile Çölyak Hastalığı tanısı konulamaz. Hatta gluten alerjisi olanların %95’inde yapılan biopside Çölyak Hastalığı olmadığı görülür.
Patolojik olarak Çölyak Hastalığı tanısı konulamayan kişilerde sindirim sistemi flora hasarına bağlı gelişen gluten hassasiyeti vardır. Burada önemli bir nokta; Genetiği değiştirilmiş arpa, yulaf, buğday gibi ürünler bağırsaklarımız ile temas ettiğinde genetik hafızamız bu ürünleri tanımamaktadır. Burada başka bir soru akla gelmektedir; bu GDO’lu ürünler niçin bir başkasında alerji yapmaz iken bende yapıyor veya geçmişte bende böyle bir şey yokken niçin şimdi bunlar bana rahatsızlık veriyor. Bu sorunun yanıtı son derece net, çünkü bağırsak floranız eskisi gibi sağlıklı değil.
Patolojik olarak Çölyak Hastalığı tanısı konulan hastalara yapılacak Flora Nakli faydalı olacaktır, fakat etkinlik süresi konusunda yargıda bulunmak zordur.
Patolojik tanısı negatif olan gluten hassasiyeti olan hastalarda yapılan tetkiklerde flora hasarı tespit edilirse bu hastalarda Flora Nakli ile %85 oranında iyileşme sağlanabilir.
LAKTOZ İNTOLERANSINDA FLORA NAKLİ İLE TEDAVİ OLUNABİLİR Mİ ?
Laktoz intoleransı yeni doğan döneminde, ilk anne sütü alımı ile başlamış ise bu kişilerde LAKTAZ enzim eksikliği var demektir. Bunların Flora Nakli tedavisinden kalıcı sonuç alınamaz.
Fakat daha sonraki yaşlarda orta çıkan süt ve süt ürünü alerji ve intoleransları tamamen gıda alerjisidir. Bunun altında yatan veya tetikleyen sebep sindirim sistemi florasında oluşan hasardır. Bu hasar ile birlikte formasyonu endüstriyel işlemlerle bozulan süt ve süt ürünleri genetik hafızamız tarafından tanınmadığı ve zararlı olarak algılandığı için süt ve süt ürünlerine karşı intolerans ve alerji izlenir. Burada kritik soru şudur. Herkes bu ürünleri tüketiyor niçin bende rahatsızlık yaratıyor veya geçmişte yokken şimdi niçin rahatsız ediyor. Bu sorunu yanıtı net: FLORANIZ ARTIK ESKİSİ GİBİ SAĞLIKLI DEĞİL.
Bu hastalarda Flora Nakli etkili bir tedavi yöntemidir.
ÜLSERATİF KOLİT HASTALIĞINDA FLORA NAKLİ FAYDALI MIDIR ?
Flora Nakli ile bozulmuş bağırsak florası tekrar tesis edilebilirse çok ciddi remisyon dönemleri yaşanabilir.
CROHN HASTALIĞINDA FLORA NAKLİ FAYDALI MIDIR ?
Flora Nakli ile bozulmuş bağırsak florası tekrar tesis edilebilirse çok ciddi remisyon dönemleri yaşanabilir.
OTOİMMÜN HASTALIKLARDA (GUT Hastalığı, Romatizmal Hastalıklar, Fibromyalji, Sedef Hastalığı, Gül Hastalığı, Vitiligo, Haşimato Troiditi vb. ) FLORA NAKLİ FAYDALIMIDIR ?
Eğer otoimmün hastalık ile birlikte geçirgen bağırsak sendromu ve flora hasarı tespit edilirse bu hastalarda son derece dramatik iyileşmeler FLORA NAKLİ ile sağlanabilir.
AĞIZ KOKUSUNA FLORA NAKLİ ÇÖZÜM OLUR MU ?
Flora hasarına bağlı ağız kokusu ise evet.
İRRİTABLE BAĞIRSAK SENDROMUNDA FLORA NAKLİ FAYDALI MIDIR ?
İBS hastalığında çoğunlukla bağırsak flora hasarı vardır. Eğer Flora Hasarı olduğu tespit edilirse FLORA NAKLİ ile tedavi edilebilir.
KRONİK İSHALDE FLORA NAKLİ ÇÖZÜM OLUR MU ?
Her ne sebeple olursa olsun kronik ishal olgularında ağır flora hasarı oluşur. FLORA NAKLİ bu hastalarda ciddi bir tedavi seçeneğidir. Fakat ozmotik ishal olarak adlandırılan bir kısım kronik ishal olgularında flora naklinde çok fazla fayda görmeyecektir.
KRONİK KABIZLIKTA FLORA NAKLİ İLE SONUÇ ALINABİLİR Mİ ?
Beraberinde flora hasarı da varsa flora nakli etkili olacaktır.
GIDA ALERJİSİ FLORA NAKLİ İLE TEDAVİ EDİLEBİLR Mİ ?
Geçmişte olmadığı halde şimdi gıda alerjisi varsa bunların büyük çoğunluğunda sindirim sistemi flora hasarı vardır. Bu hastalarda FLORA NAKLİ ile yüz güldürücü sonuçlar alınır.
ALZHEİMER HASTALIĞI FLORA NAKLİ İLE GERİLEYEBİLİR Mİ ?
Alzheimer hastalığında yapılan çalışmalarda sindirim sistemi florasında ağır hasarlar tespit edilir. Bu hastalarda yalnızca Alzheimer hastalığı sürecinde gerileme olmaz, genel sağlık parametrelerinde de olumlu sonuçlar alınabilir.
DEPRESYON ve PSİKİYATRİK HASTALIKLARDA FLORA NAKLİ UYGULANIYOR MU ?
Bu hastalık geçirgen bağırsak sendromu ve flora hasarına bağlı gelişti ise son derece olumlu sonuçlar alınır. Geçirgen bağırsak sendromunda bağırsaklarda onarım için yoğun zonulin kullanılmaktadır. Aslında zonulin proteininin asıl kullanım yeri sinir hücreleri iletim sistemindeki yapılardır. Bağırsaklarda aşırı zonulin kullanımına bağlı olan zonulin eksikliklerinde bazı psikiyatrik hastalıklar su yüzüne çıkmaktadır. Bunlarda en çok depresyon ve şizofreni atakları izlenir.
OTİZM HASTALARINDA FLORA NAKLİ NASIL FAYDA SAĞLAR ?
Florada oluşacak hasar belki de hiç ortaya çıkmayacak sınırda bir otizmin ortaya çıkmasına, var olan otizmin derinleşmesine sebep olabilir. Flora nakli bu tür otistik hastalarda son derece faydalıdır.