Laktoz İntolerans Tedavisi

Laktoz İntoleransı Nedir?

Laktoz İntoleransı Tedavisi : Bebek doğar doğmaz anne sütü alması ile görülen alerji son derece tipiktir. Bebeğin anne sütüyle beslenmeye başlaması sonrasında hemen görülür, vücudunun her tarafında kızamık hastalığında olduğu gibi yaygın cilt reaksiyonu görülür. Bu olgularda sütün içerisindeki LAKTOZ adlı şekerin sindirilmesi için gerekli olan LAKTAZ enziminin doğuştan eksikliği veya yokluğu söz konusudur. Bunlar gerçek süt alerjileridir. Anne sütüne karşı olmayan alerjik reaksiyon bazen inek sütüne karşı gelişebilir. Bunların bir kısmı ilk 3 yaştan sonra hafifler veya geçer. LAKTAZ enzim eksikliği ile giden hastalığa ‘’LAKTOZ İNTOLERANSI’’ denir. Bunlar SÜT ALERJİSİ olgularının %3-5’ini oluşturur.

Fakat ilerleyen yaşlarda, geçmişte olmadığı halde süt ve süt ürünlerine karşı gelişen alerji tamamen farklıdır. Bu olgularda bağırsaklarda FLORA HASARINA bağlı olarak gelişen ‘’Geçirgen Bağırsak Sendromu’’ olarak adlandırılan tablo nedeniyle alerji olur. Genetik hafızamız sayesinde atalarımızın tükettiği ürünleri bağırsaklarımız ve savunma sistemlerimiz tanımaktadır. Bizler dışarıdan bakarak ürünlerin doğal olup olmadığını ayırt edemediğimiz halde genetik hafızamız sayesinde vücudumuz bunları rahatlıkla tanımaktadır. Bağırsaklarımız seçici geçirgen özelliğe sahiptir. Bağırsak florasında oluşan hasar sonrası seçici geçirgenlik bozulur. Bağırsağın seçici geçirgen özelliğinin bozulması sonrası genetik hafızamız tarafından yabancı olarak algılanan, işlenerek yapısı değişmiş süt ürünleri tüketildiğinde ve bağırsaklardan emilmemesi gerektiği halde emilerek kan dolaşıma geçtiğinde bu ürünlere karşı alerjik reaksiyonlar gelişir. Toplumda bu şekildeki alerji oranı %10’dur.LAKTAZ enzim eksikliği olmaksızın flora hasarına bağlı gelişen süt alerjisini ‘’LAKTOZ İNTOLERANSI BENZERİ SENDROM’’ olarak adlandırırız. Bunlar tüm süt alerjilerinin %95-97’sini oluşturur ve tedavi edilebilirdir. Bu gruptaki hastalar FLORA NAKLİ yapılarak tedavi edilebilir.

Laktoz intoleransı belirtileri nelerdir?

Laktoz intoleransı, vücudun laktoz adı verilen bir tür şeker içeren süt ürünlerini sindirememesi durumudur. Bu, süt şekerini sindirebilmek için gereken laktaz enziminin eksikliği veya yokluğu nedeniyle olur. Laktoz intoleransının belirtileri genellikle yemekten 30 dakika ile 2 saat arasında başlar ve aşağıdaki gibidir:

  • Karın ağrısı veya kramplar
  • Bulantı
  • Gaz, şişkinlik
  • İshal
  • Kabızlık (daha az sık olmakla birlikte)

Belirtiler genellikle tükettiğiniz laktoz miktarı ve sizin laktoza olan toleransınıza bağlı olarak değişir. Bazı insanlar küçük miktarlarda laktozu tolere edebilirken, diğerleri hiç tolere edemez.

Laktoz İnteroleransı nasıl teşhis edilir?

Laktoz intoleransı genellikle belirtiler ve belirti öyküsü üzerinden saptanır, ancak kesin teşhis koymak için bazı tıbbi testler de gerekebilir. İşte laktoz intoleransının teşhisi için kullanılan birkaç yöntem:

Laktoz İntoleransı Testi: Bu test, vücudunuzun laktozla nasıl başa çıktığını belirlemek için yapılır. Teste başlamadan önce aç olmanız gerekir. Daha sonra yüksek laktoz içeren bir sıvı içersiniz ve birkaç saat boyunca kanınızın şeker seviyesini ölçerler. Eğer kan şekeriniz yükselmiyorsa, bu vücudunuzun laktozu düzgün bir şekilde sindiremediğini gösterebilir.

Hidrojen Nefes Testi: Bu test, nefesinizdeki hidrojen miktarını ölçer. Yüksek miktarda laktoz içeren bir sıvı içtikten sonra belirli aralıklarla nefes örnekleri alınır. Eğer laktozu sindiremiyorsanız, bağırsaklarınızda daha fazla hidrojen üretilir ve bu da nefesinize yansır.

Bağırsak Biyopsisi: Bu test daha az yaygın olup genellikle diğer testler sonuç vermediğinde uygulanır. Doktor, ince bağırsağınızın küçük bir parçasını alır ve laboratuarda laktaz seviyesini kontrol eder.

Laktoz İnteroleransı Olan Bireyler Nelere Dikkat Etmesi Gerekir?

Laktoz intoleransı olan bireyler, belirtilerin ortaya çıkmasını önlemek ve genel sağlıklarını korumak için bazı önemli noktalara dikkat etmelidirler. İşte laktoz intoleransında dikkat edilmesi gerekenler:

Besin Etiketlerini Okuyun: Süt ve süt ürünlerinde doğal olarak laktoz bulunur, ancak laktoz bazen beklenmedik gıdalarda da bulunabilir. Bu nedenle, yiyeceklerin ve içeceklerin etiketlerini dikkatlice okuyun.

Laktozsuz veya Laktoz Azaltılmış Ürünler: Pek çok market ve sağlık gıda mağazası, laktozsuz süt ve laktozsuz süt ürünlerini, laktoz içermeyen peynir ve yoğurt çeşitlerini stoklar. Bu ürünler, laktoz intoleransı olan bireyler için genellikle daha rahattır.

Kalsiyum ve D Vitamini Alımını Artırın: Laktoz intoleransı olan kişiler, süt ve süt ürünlerini sınırladıkları için genellikle yeterli kalsiyum ve D vitamini alamazlar. Bu vitamin ve mineralleri içeren diğer gıdaları (örneğin, brokoli, kale, somon, sardalya, portakal suyu, badem sütü) tüketmeye özen göstermelidirler.

Laktaz Takviyesi Kullanmayı Düşünün: Laktaz, laktozu parçalamak için kullanılan bir enzimdir. Laktaz takviyeleri, yemeklerle birlikte alındığında laktozun sindirimini kolaylaştırabilir.

Doktorunuzla Görüşün: Herhangi bir diyete başlamadan veya takviye kullanmadan önce doktorunuzla konuşun. Ayrıca, eğer belirtileriniz ağırlaşırsa veya kontrol edilemiyorsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

Unutmayın ki, laktoz intoleransı her bireyde farklı şekillerde etkiler yaratabilir ve herkesin tolerans düzeyi farklıdır. Bazı insanlar küçük miktarlarda laktozlu gıda tüketebilirken, diğerleri hiç tolerans gösteremez. Kendi bedeninizi dinlemek ve neyin sizin için en iyi çalıştığını bulmak önemlidir.

Endoskopik obezite tedavileri ve flora nakli  hakkında detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Flora Nakli Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Mevcut florasında küçük bir örnek verir.

Nakil ve sonrası klinik takip 24 saatte tamamlanarak taburcu edilir.

Hayır. Flora bağışçısı olmak için genetik akrabalık gerekmez.

Tercihen aynı cinsiyetten yapılması uygun olur. Fakat cinsiyet kısıtlaması yoktur.

Evet. Eğer geride kalan bağırsak dokusu nakledilecek florayı kabul edebilecek nitelikte olur ise ömür boyu kalıcı olacaktır.

Çocuk yaş grubuna yapılan flora nakillerinde mümkün olduğu kadar hasta ve donörün birbirine yakın yaşta olmasını isteriz. 18 yaş üzerinde ise bu eşdeğer yaş koşulu aranmaz. Erişkinlerde tercihen 20-30 yaş grubu donör adayları tercih edilir. Fakat 18-50 yaş arası sağlıklı ve kaliteli floraya sahip herkes yukarıdaki tablo 1 koşullarını karşılıyorsa donör adayı olabilir.

Bize Yazın

WhatsApp

Hemen Ara