Obezite Tedavisinde Basarinin Sirri

Obezite çağımızın en ciddi sağlık sorunlarından biridir. Tüm obez insanlar kilo vermek istemekle birlikte, çevresinde gözlemlediği tecrübeler nedeniyle ne yapacağına karar vermekte ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.

Maalesef sağlık sektörü her şeyi tek tipleştirerek ürün ve hizmet yarışına girdiği için obezite tedavisinde birçok başarısız sonuçlarla karşılaşıyoruz. Her hastanın durumunun kendisine özel olduğu ve bu şekilde değerlendirilmesi gerektiği çoğunlukla göz ardı edilmektedir. Uzaktan telefonla, mesajla veya satış temsilcileri aracılığı ile Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi), mide balonu veya mide botoksu hizmetleri marketteki konserve gibi satın alınmaktadır. Hastalar sıklıkla hekim tarafından detaylı muayene edilip ve sorgulaması yapılmadan, laboratuvar sonuçları değerlendirilmeden, endoskopi yapılmadan uygulanacak OBEZİTE tedavisine karar verilmektedir. Bu işlemi uygulayacak kişinin kim olduğu (Pratisyen hekim, Uzman hekim, Doç veya Prof. veya çok daha vahimi bunlardan hiç biri) çoğunlukla sorgulanmamaktadır. Geçmişte bu işlemlerle ilgili temel tıbbi eğitimi ve tecrübesi olup olmadığı, mevcut tecrübelerini tarafsız, akademik, hakemli, prestijli bir dergide yayınlayıp yayınlamadığı dikkate alınmamaktadır (Çünkü bir hekim için kanıt değeri en yüksek ve en önemli referans akademik yayındır).

Obezite tedavisinde sıklıkla kullanılan cerrahi teknikler ( Tüp Mide Ameliyatı, By-Pass Cerrahisi) ve endoskopik tekniklerdir ( Mide Balonu, Mide Botoksu). Aslında doğru hasta seçimi yapıldığında ve uygulamalar deneyimli hekimler tarafından yapıldığında her bir teknik de son derece başarılıdır. Fakat her bir tekniği uygularken gözetilmesi gereken o kadar çok detay vardır ki bunları bilmeden ve/veya dikkate almadan uygulanacak tedavilerden sonra ya kötü sonuçlarla (geri dönüşü mümkün olan ya da olmayan), ya komplikasyonlarla, ya da sonuca ulaşmayan başarısız işlemlerle karşılaşma olasılıkları artmaktadır.

Obezite tedavisine başlamadan önce dikkate alınması gereken belli başlı kurallar nelerdir:

  • Hastanın yaşı
  • Boyu, kilosu ve vücut yağ indeksi
  • Cinsiyeti
  • Kaç yıldan beri obez ve mevcut kiloda olduğu
  • Geçmişte uyguladığı kilo verme yöntemleri ve diyetleri varsa bunların bilinmesi
  • Troid hormon değerleri
  • Kan şekeri (Açlık ve tokluk)
  • İnsülin direnci
  • HbA1c değeri (son 6 aylık kan şekeri indeksi)
  • Geçmişte sindirim sistemi ameliyatı geçirip geçirmediği
  • Hastanın psikolojik alt yapısı
  • Yaşadığı sosyal çevre
  • Sindirim sistemi mikrobiyal yapısı
  • Gebe veya emzirme döneminde olup olmadığı
  • Yapılacak endoskopik incelemede herhangi aktif kanama, tümör veya şüpheli lezyon olup olmadığı (Bunun için mutlaka endoskopi yapmak gerekir)
  • Yapılacak endoskopik incelemede mide çıkışında (pilor’da) fonksiyon bozukluğu olup olmadığı
  • Kullandığı ilaçlar
  • Mesleği
  • Çalışma koşulları
  • Yakın tarihte gebelik planlayıp planlamadığı

Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan, hastaya hekim tarafından teknik klavuzluk yapılmadan, hastanın kendince istediği obezite tedavisini uygulamak her zaman istenilen sonucu vermemektedir.

Günlük pratikte de çoğunlukla hastalarla yaşadığımız diyaloglar aynen şöyle olmaktadır: ‘’Hocam ben mide balonu taktırmak istiyorum, fiyatı ne kadar ve hangi hastanede yapıyorsunuz?’’ Bu soruyla muhatap olunca açıkçası nezaketsizlik olmasın diye yanıt veriyorum. Zaten bu soruyu soran hasta yukarıda bahsettiğim incelenmesi gereken hususların hiç farkında değildir ve o kişiye verilecek en ucuz fiyata göre hareket edecektir. Fakat uygun olan hastalara mümkün olduğu kadar teknik detayları anlatmaya çalışıyoruz ve anlatınca hastalar yaptıkları hatayı anlayarak doğru yöntemin birlikte karar verilmesi gerektiğini anlıyorlar. Aslında birlikte karar verince en doğru, en hızlı ve en ucuz yöntem kendiliğinden ortaya çıkıyor. Böyle olunca da hasta hedeflediği kiloyu zorlanmadan veriyor, sonuç olarak hem hasta, hem de hekim mutlu oluyor. Hekimleri bir ürünü veya hizmeti satan bir kişi değil de güvenli sağlık danışma olarak değerlendirmek hasta için her zaman daha doğru olacaktır.

Tüm tedavilerde olduğu gibi OBEZİTE tedavisinde de başarıyı belirleyen şey TOPLAM KALİTE olarak özetlenebilir. Toplam kalite nedir diyecek olursanız; hekimin tecrübesi, yardımcı sağlık personelinin tecrübesi, sağlık tesisinin fiziki koşulları, kullanılan malzemenin standardizasyonu vb sayabiliriz.

Yaptığımız klinik araştırmalarda mide çıkışını kontrol eden PİLOR olarak adlandırılan yapı eğer fonksiyonel olarak çalışıyor ise hastanın durumu gözetilerek hangi obezite tedavisi uygulanırsa uygulansın sonuçların başarılı olduğunu gözlemledik. Yani tüm OBEZİTE tedavilerinin başarıya ulaşmasındaki en önemli teknik sırrın PİLOR fonksiyonunun dikkate alınıp alınmadığı olduğunu söyleyebilirim.

Biz tüm hastalarda diğer tüm detayların yanında yaptığımız endoskopik inceleme sonucunda PİLOR fonksiyonunu mutlaka değerlendiriyoruz. Eğer pilor normal (tam kapanıyorsa / Normotonik) çalışıyorsa seçilen tedaviyi uygulama konusunda herhangi sıkıntı olmamaktadır. Fakat pilor hipotonik (kısmen kapanıyorsa) veya hiç kapanmıyorsa (Atonik) bu hastalarda öncelikle endoskopik PİLOR REVİZYONU yaparak pilora fonksiyon kazandırıyor, ardında karar verilen obezite tedavisini uyguluyoruz. Böyle yapınca da sonuçlar ciddi oranda yüz güldürücü olmaktadır.

(Not: Pilor fonksiyonunun obezite tedavisindeki önemine dair yapmış olduğumuz uluslararası tıp dergilerinde yayınlanan makalelerimize aşağıdaki linkleri tıklayarak ulaşabilirsiniz)

https://www.cureus.com/articles/148649-a-new-and-effective-technique-in-the-endoscopic-treatment-of-obesity-and-regulation-of-diabetes-the-pyloric-revision#!/

https://journals.lww.com/surgical-laparoscopy/abstract/2020/12000/efficacy_of_intragastric_balloon_placement_and.3.aspx

https://link.springer.com/article/10.1007/s11695-020-04556-7

 

Doç Dr Murat KANLIÖZ

Genel Cerrahi Uzmanı

Bize Yazın

WhatsApp

Hemen Ara